16 Ocak 2011 Pazar

karadeliğin işleyişinde kaybolmadan, çileğin tohumunda aydınlanma vakti



bir sabah uyandığında aklında beliren ilk arzu o günkü tüm iş planını bozup sadece bir kavanoz çilek reçeli yapmak olan hevesli bir kadın olabilirdim. .ama ağzımın tadını bozan bir şey var bu hayatta ve o çileği zamana dayayan mefhum bende bir türlü yerine oturmadı. belki daha çok hırslanmalıydım. kendimi işleyen çarkın içinde tutmak adına verdiğim mücadeleyi hayatım pahasına bırakmamalıydım. ama hergün ağladığımı duyuyordum yan odadan. ben aptal mıyım hangi müziğin volümü bunu bastırabilir. duyuyordum. kimsenin kalbimde açılan karadelikten haberi yoktu ve eksileri yutma yeteneğim bana pahalıya patladı. hayır, belki ben hiçbir zaman uyandığında aklında beliren ilk arzu bir kavanoz çilek reçeli yapmak olan o kadın olamayacağım. ama kendim için daha iyisini yapacağım. geri gideceğim! karadeliğin işleyişini tersine çevirecek kadar geri! çileğin tohumda saklandığı yere kadar geri! insanın eşleşme gizindeki sezgi kadar geri! ağzımın tadını bozan her ne ise onu bulup, yok edecek kadar, GERİ!..

işte beş yıl önce o sigaradan ilk nefesi çektiğimde kendime koyduğum hedef buydu. şimdi nerede miyim? bir süpermarkette. sigara? hayır. çilek reçeli rafının önündeyim.
kısaca, biraz daha zamanı var...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.